PROJENİN ADI: Fotogrametrik Dijital Geniş Formatlı Hava Kameralarında Kalibrasyon Parametrelerinin Zamansal Değişiminin Analizi
PROJENİN AMACI: Her alanda olduğu gibi fotogrametri alanında da kaydedilen teknolojik gelişmeler sayesinde elde edilen görüntülerin geometrik doğrulukları ve radyometrik çözünürlükleri artmıştır. Analog kamera sistemlerinin yerini sayısal hava kameraları almış, çok mercekli ve tek-çok CCD (Charge Couple Device) algılayıcılar sayesinde görüntüler elektronik ortamdan sayısal ortama aktarılmaktadır. Bunun yanında sayısal hava kameraları ile bütünleşik çalışan GNSSIMU sistemleri sayesinde fotoğraf çekim anının konum ve dönüklük verisi uçuş anında belirlenebilmektedir. Bu karmaşık yapının birbiriyle bütünleşik çalışması zorunluluğu sistem kalibrasyonunun yapılması ihtiyacını doğurmaktadır.
Kamera kalibrasyonları kendi içinde operasyonel (yerinde) ve laboratuvar olarak ikiye ayrılmaktadır. Laboratuvar kalibrasyonu daha çok üretici firma tarafından yapılmaktadır. Algılayıcı hataları Kalman Filtreleme ile uygun deterministik modellerle kalibre edilir. IMU ve GNSS alıcısının kalitesi, deterministik parametreler hakkında yüksek doğruluklu bilgi sağlar. Fakat gürültü ve rastlantısal hata gibi stokastik kısmın modellenmesi uzun süren sabit testlere ve uygun modellere bağlıdır (Titterton ve Weston, 1997; Britting, 1997; Scherzinger, 1997 ve Ip, 2005). İç yöneltme elemanı olarak bilinen kamera odak uzaklığı ve fotoğraf koordinat sisteminde asal noktanın konumu, kamera kalibrasyonu ile belirlenmektedir. Bu işlem genellikle üretici firmalar tarafından laboratuar ortamında yapılmaktadır. Kalibrasyon sonuçları üretici firma tarafından kullanıcılara verilmektedir. Kamera kalibrasyon raporlarında kalibrasyon tarihindeki kalibre edilmiş odak uzaklığı, radyal distorsiyon ölçüm değerleri, objektifin çözünürlüğü, asal noktanın konumu, çerçeve işaretlerinin fotoğraf koordinat sistemindeki koordinatları ve radyal distorsiyon hatasına ilişkin grafikler bulunmaktadır. Kamera kalibrasyon değerleri zamana bağlı olarak değiştiği için belirli aralıklarla yenilenmesi gerekmektedir (Yastıklı, 2003).
Operasyonel kalibrasyon yöntemi ise daha çok kamera ile GNSSIMU sistemi arasındaki senkronizasyonu sağlamak amacıyla yapılmaktadır. IMU’nun stabil-sabit şekilde monte edilmesi IMU ile kamera sensoru arasındaki öteleme vektörünün hesaplanmasını kolaylaştırmaktadır. GNSSIMU öteleme vektörü kurulum sırasında basitçe hesaplanmaktadır. Bu hesap santimetre hassasiyetinde olabilir. Fakat GNSS anteni ile kameranın iz düşüm merkezi arasındaki öteleme vektörü tam olarak hesaplanmalıdır. Öteleme vektörünün hesaplanmasında iki metot kullanılmaktadır. Bunlardan ilki fotogrametrik blok dengelemesinde öteleme vektörü bilinmeyen olarak dengelemeye sokulmaktadır. Bu yöntem çok fazla tercih edilen bir yöntem değildir. Çünkü GNSS anteninin konumunu hesaplarken korelasyon değeri yüksek çıkmaktadır (Ackerman, 1992;Ip, 2005). İkinci yöntem ise öteleme vektörünü GNSS/IMU verileriyle hesaplanmasıdır. Bu yöntemde öteleme vektörü kabaca ölçülmektedir. Bu ölçüm için kullanılan aletlerden bir tanesi de total-station dur. Daha sonra GNSS/IMU verilerinin işlenmesi kısmında yaklaşık öteleme vektörü (LeverArm) sisteme girilmekte ve sistem kalman filtrelemesi yardımıyla hassas öteleme vektörünü hesaplamaktadır. Bunu bir kez hesaplamak yeterli olmaktadır.
IMU ve kamera algılayıcıları arasındaki mesafenin fiziksel ölçülmesi sistemler monte edilirken yapılmaktadır. Teoride IMU ve kamera sensörü arasında dönüklük olmaması beklenir. Fakat bu mümkün değildir. Kamera ile IMU arasındaki öteleme boresight kalibrasyonu ile belirlenir. Boresight hesabı blok dengeleme sonuçları ile GNSS/IMU entegrasyonu sonucunda elde edilen sonuçlar arasındaki farklardan ya da blok dengelemeye bilinmeyen olarak eklenerek elde edilmektedir. Bu işlem sonucunda dönüklük açı farkları (dw, dj, dk) ve GNSS drift parametreleri (dx, dy, dz) elde edilebilmektedir (Kiracı vd., 2010).
PROJENİN ÖNEMİ: Analog hava kameralarının aksine sayısal hava kameraların birçok bileşeni olduğu ve bu bileşenlerin operasyonel anlamda birbirleriyle etkileşim halinde olduğu gerçeğinden yola çıkarak bu etkileşim labaratuvar kalibrasyonuyla ölçülememektedir, bu sebeplerden dolayı operasyonel kalibrasyonun yapılması gerekmektedir (Merchant vd., 2004). Buna paralel olarak yeni gelişen sayısal hava kamera sistemleri çok mercekli ve CCD sistemleri sebebiyle çok karmaşık bir yapıya sahip olduğu bu karmaşık yapıyla üretilen fotoğrafların kullanılabilmesi için, karmaşık geometrik yapılarının anlaşılması, gerçek kamera değerlerinin belirlenmesi, kalibre edilmiş kamera geometrisi ile perspektif geometri arasındaki ilişkinin analiz edilmesi ve kamera kalibrasyonlarının hangi sıklıkta yapılması gerektiğinin analiz edilmesi gerekmektedir. Bu maddelerden bir kısmı uzun süreçli tecrübe ve araştırma gerektiriken bir kısmının ise kısa süreçlerde araştırılabileceği aşikardır. Bu kapsamda UltracamX sayısal hava kamerasının geometrisini analiz etmek, eğer varsa uygun bir kalibrasyon yöntemini belirlemek, alternatif kamera kalibrasyon yaklaşımlarını irdelemek, fotoğraf, yer kontrol ve bağlama noktası sayısının kalibrasyon matrisini belirlemeye etkisini araştırmak maksadıyla kalibrasyon uçuşları gerçekleştirilmiş, tüm blok yapılarında yer kontrol noktası kullanılmadan boresight parametrelerinin belirlendiği sadece tek kolonlu bloklarda yer kontrol noktasına ihtiyaç duyulduğunu, bağlama noktası sayısının kalibrasyon sürecine etkisinin göz ardı edilebilecek kadar küçük olduğu belirlenmiştir (Qtaishat vd. 2008).
Literatürdeki yayınlar taranmış ve aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir.
Tüm bu çalışmalara rağmen;